”AŞK OLSUN”

. ”AŞK”olsun…. “Hasretini, yokluğunu, sensizliği bir ateş yanığı gibi öyle acıyla duydum ki, yüreğimin etinde.Gitgide çoğalarak, gitgide derinden işleyerek. Öyle dayanılmaz oldu ki bu. Seni boğabilirdim senden kurtulmak içinçünkü seni o kadar seviyorum… “(N.H.Ran) Şairin belirttiği gibi ruhu, bedeni yakan ve tutsak eden bir şey midir aşk? Yoksa şehir yaşamının yalnızlığında kaybolan benliğimizi ararken çektiğimiz acının ilacı mıdır? Belki de İnsan soyunun sürmesi için gereken üreme içgüdüsünün süslü kelimelere dökülmüş halidir. Ya da yeterince modernleşememiş toplumlarda kapitalizmin tüketmek…

"”AŞK OLSUN”"

GEÇMİŞİN OLUMSUZLUKLARINDAN ARINMA

…W.Faulkner;”Geçmiş asla sona ermez,hatta geçmez bile”der..Çoğumuz geçmişimizi arkada bırakıp ilerlemek istememize rağmen,hayatımızın şimdiki döneminde ebeveynlerimizin ya da aramızda çözümlenmemiş sorunların olduğu başka kişilerin rollerini şu anda yanımızda,hayatımızda olan yeni kişilere yükleyerek devam ederiz.Freud buna ‘aktarım’adını vermiştir.Aktarım yaptığımızda,geçmişte hissettiklerimiz ve inandıklarımız şimdi kurduğumuz ilişkilerde yeniden ortaya çıkar.Ve kişi bunu bilinçsiz yapar.Farkında olmaksızın;eşimizde,sevgilimizde,arkadaşlarımızda,rakiplerimizde ve hatta yabancılarda geçmişimizin önemli anılarını,figürlerini görürüz.Aktardığımız şeyler;duygularımız,inançlarımız,ihtiyaçlarımız,beklentilerimiz,ön yargılarımız,hayallerimizdir.Aktarım görülmez olanı görülür kılmanın;içimizdeki dile getirilmemiş acıklı hikayeyi dile getirmenin veya E.Becker’in deyişiyle,”hayata dair beceriksizce…

"GEÇMİŞİN OLUMSUZLUKLARINDAN ARINMA"