YERYÜZÜ MİSAFİRİ

                                                                                                                                                                                              SAVAŞ ÜNLÜ                Haldun Taner, Devekuşuna Mektuplar kitabında Ahmet Rasim’den öğrendiğim bir şey var: “ İyi bir yazar olmak için öncelikle iyi bir insan olmak gerekir.”demiştir.                Ne güzel bir yaklaşımdır. Çoğu yazarda beklediğimiz, bulamadığımız bir özellik. Durum böyle olunca “tanısaydım okumazdım, tanısaydım sevmezdim,” yargıları gelir gündeme oturur.  Bazı yazarlar vardır ki ortalıkta pek görünmezler. Kasım kasım kasılmazlar, sizden bizden, içimizden biridirler. Eserleridir onların özü, kişiliği, içtenliği…                 Bin yıllık dostlarımdan Ünal Ersözlü’nün…

"YERYÜZÜ MİSAFİRİ"

BEYAZ EFE

Biranda bir kadın belirdi kliniğin kapısında.Elinde bembeyaz ufacık gözleri kapalı bir kedi.Daha bir aylık pamuk gibi tüyleri.Ben bu kediyi size teslim etmek istiyorum dedi.Teslim formuyla hemen aldık.Gözlerinin doğuştan açılmadığını ve kör olduğunu söyledi. Onu ilk gördüğümde hemen avuçlarımın arasına alıp oyunlar oynadım.Bir anne bebeğini nasıl severse hemen bizde onu öyle sevdik . Sıra bir yuva bulmaktan geçecekti.Fakat gözleri görmeyen daha ufacık bir yavruya bakmak kolay bir şey değidir.Özveri,uğraş,çaba ve merhamet duygusu taşıyan doğru kişilerin bakması…

"BEYAZ EFE"

NAMUS, ZAFER VE 30 AĞUSTOS

30 Ağustos işin sadece bilinen kısmı. Asıl geride kalan yılları, acıları, hüzünleri, vatanını terkedenleri yazmak lazım. 30 Ağustos tarihi sadece bir sonuç. Sebeplerini iyi bilmek lazım… Dünyanın kanunudur. Eğer gücünü kaybedersen hemen başına üşüşürler akbaba gibi. Osmanlı Devleti için de öyle oldu. İyi okuyamadı zamanı ve dünyayı. Geliştiremedi bir türlü kendisini. 3 cihana hükmeden koca Osmanlı Devleti ufacık Balkan ülkelerine savaş kaybeder hale geldi. Bazı yerlerde savaşa bile girmeden terk etti toprakları. Düşman 3-5 koldan…

"NAMUS, ZAFER VE 30 AĞUSTOS"

ŞAİR- YAZAR AHMET ZEKİ MUSLU İLE KEYİFLİ BİR GÜN

Kırk yılı geçen bir dostluğumuz var  Şair- Yazar Ahmet Zeki Muslu ile. 70’li yılların sonunda Aydın-Çine Akçaova’ da tanıştık. Şiiri sanatı memleket ahvalini konuştuk. Gün geldi dertleştik, gün geldi sevinçlerimiz ortak oldu. Son olarak Kuşadası’ nda buluştuk. Güzelçamlıda,  Günbatımı Kafe’ de oturup çaylarımızı sohbetimize katık yaptık. Şiiri, edebiyatı konuştuk. Eski zamanlara gittik geldik.Sonra da bu röportaj çıktı ortaya. Ahmet Zeki Muslu, çok iyi bir şair, çok iyi bir yazar ve en önemlisi çok iyi bir…

"ŞAİR- YAZAR AHMET ZEKİ MUSLU İLE KEYİFLİ BİR GÜN"

FARE KAPANI

Belki birçoğumuzun bildiği bir hikayedir ama hatırlatmakta ve ders almakta fayda var.‘Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken, çiftliğin sahibinin eşi ile birlikte mutfakta bir paketi açtıklarını görür. İçinde hangi yiyecek var diye düşünür minik fare ? Bir süre sonra gördüğü bu paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında korkudan bütün dünyası başına yıkılır.“Evde fare kapanı var, evde fare kapanı var!” diye bağırarak telaşla bahçeye fırlar.Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını…

"FARE KAPANI"

COVİD-19 KEDİDEN KÖPEKTEN BİZE BULAŞIR MI ?

      Çin’in Wuhan kentinde ilk olarak bir balık pazarında ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen koronavirüs tüm dünyaya yayılarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi ilan edilmesine ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Özellikle uzmanlar ve devlet büyüklerinin açıklamalarını hergün dört gözle beklerken alınacak tedbirleri ve neler yapmamız gerektiği konusunda da bilgileniyoruz. Fakat evde veya sokakta yaşayan can dostlarımız için neler yapabiliriz. Bu süreci nasıl hep beraber atlarız ve aklımızda ki binlerce soru…

"COVİD-19 KEDİDEN KÖPEKTEN BİZE BULAŞIR MI ?"

”VİŞNE ŞURUBU YAPTIM, İÇER MİSİN?”

Balkondaki fesleğenlerin süslediği masaya kahvaltıyı hazırlarken mutfaktan seslendi annem: “Vişne şurubu yaptım, içer misin?” 43 yıllık ömrümde bu soruya hiçbir zaman hayır demediğimi bildiğinden, ben daha “içerim” demeden, içerden şurubu suyla karıştıran kaşığın tıngırtısı duyuldu. Bu sesi nerde duysam tanırım, öyle tatlı tatlı tıngırdar ki çocukluğumun serin yaz sabahlarına giderim hemen. İkinci kattaki evimizin balkonuna uzanan dut ağacının meyve verdiği haziran sıcakları, pazarcıların tezgahlarını süsleyen vişnelerin de nazlı nazlı parladıkları mevsim olurdu. Muhakkak hemen bir…

"”VİŞNE ŞURUBU YAPTIM, İÇER MİSİN?”"

AŞK

Adı daha dillerde  dolaştığı anda yüreklere sıcaklık veren  sihirli kelime “Aşk”tır.Soğuk bir kış düşünün; ciğerlerinizden verdiğiniz nefes havayla karşılaşınca donacak kadar ayaz bir günde,elleriniz soğuk havanın etkisiyle kırışmış,vücudunuz tirtir titrerken,içerisinde gürül gürül odunları yanan bir eve girmek gibidir aşk.Daha evin kapısı aralanırken içerinin cezbedici sıcağı insanı yüreğinden tutup çeker içeriye.Kendinizi çıtır çıtır sesler çıkartarak yanan ateşin tam dibindeki koltuğa atıverirsiniz. Sarının aralıklarla kırmızıya ve hatta kızıla döndüğü alevler esir alır sizi.Vücudunuz ateşe teslim olur.Bu anlar…

"AŞK"

ONSRA…

Küçücük bir çakıydı işte. Her tarafı metal ama parlak metal bir çakı. İki yüzünde de rakamlar var. Çakının bir yüzüne 1’den 5’e kadar diğer yüzüne de 5’ten 10’a kadar kerrat cetveli yazılmış. Bütün çocukluğu o çakıyı eline almanın özlemiyle geçmişti ama babası “elini kesersin” diye vermemişti hiç. Kardeşinin ve kendisinin bütün kalemlerini o çakıyla açardı babası. Babalık işte: bir damla kanı akmasın, en ufak bir acı duymasın evlatları diye düşünürdü mutlaka. Ama çocukluk işte. Çok…

"ONSRA…"

KAPRİS Mİ DEDİNİZ?

Hep böyle olurdu. Söz verdiği için erken kalkar, söz verdiği için erkenden yola düşer, arkadaşlarını bekletmemek adına acele ederdi. Erkenden durağa iner, kendisine göre geç gelen otobüsü ya da minibüsü beklerdi. Onca acelesine rağmen geldiği buluşma noktasında birileri beklenir, beklenen gelmezdi de bazen. Arabaya binilir, yola düşülür, ben niye buradayım sabahın köründe pişmanlığı yaşanırdı bir süre. Sonra da iyi ki buradayım mutluluğu yaşanırdı. Araç ana yoldan çıkıp köy yollarına sapınca bütün kötü enerjisi yok olurdu.…

"KAPRİS Mİ DEDİNİZ?"