CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP’nin TBMM’ye sunduğu İstanbul Sözleşmesi önergesi için CHP Grubu adına konuşmasına Meclis kürsüsüne mor örtü sererek çıktı. CHP’li kadın milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Meclis devre dışı bırakılarak bir geceyarısı tek adam kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini, Meclis kürsüsünü mor örtü ile kaplayarak protesto etti. TBMM Genel Kurulu’nda Oturumu yöneten AKP’li TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, mor örtünün kaldırılmasını istedi. Gülizar Biçer Karaca, örtüyü kaldırmayınca Bilgiç oturuma iki kez ara verdi. Gülizar Biçer Karaca kendisine “Meclisin sükuneti ve çalışma düzenini bozma” gerekçesiyle verilen uyarma cezasına karşılık “Bu ceza şahsım ve tüm kadınlar adına şeref madalyasıdır” cevabını verdi.
MOR ÖRTÜ; MOR CEPKEN DEMEKTİR, KADINA ZULME, ŞİDDETE HAYIR DEMEKTİR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ve kadınların protestosuna karşılık TBMM Başkanı tarafından ara verildi. TBMM’de verilen arada, CHP’li kadın milletvekilleriyle birlikte kürsüde kalmayı ve mor örtüyü kaldırmamayı sürdüren, “İstanbul Sözleşmesi Kalacak, kadın düşmanları gidecek” kartlarıyla tepkilerini dile getiren Gülizar Biçer Karaca “Mor örtü demek, Anadolu’nun geleneği mor cepken demektir. Kadına şiddete hayır demektir. Kadına zulme hayır demektir. İşte, bu nedenle bir gece Meclis iradesine darbe yaparak kadına şiddetin önlenmesi, durdurulması, kadının korunması, şiddetin cezalandırılmasını amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’ni gecenin karanlığında feshetmek isteyenlerin karşısında kadına şiddete hayır demek için bu örtüyü, mor örtüyü kürsüye serdik.” Diye konuştu. İşte Gülizar Biçer Karaca’nın dikkat çektiği noktalar:
AKP’LİLER BUGÜN İNKAR ETTİĞİ İSTANBUL SÖZLEŞMESİYLE GEÇMİŞTE GURURLANIYORDU!
11 Mayıs 2011’de iktidar, Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul Sözleşmesi’ni imzaladı, 24 Kasım 2011’de de bu kürsüde bütün milletvekili, bütün parti grubu adına konuşanlar İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasına övgüler düzerek oy birliğiyle bu Meclisten 6251 sayılı Uygunluk Kanunu’nu geçirdik. O gün Milliyetçi Hareket Partisinin Milletvekili ne demişti? “Bu kanundan dolayı, bu sözleşmeden dolayı herkese teşekkür ederiz.” demişti, Adalet ve Kalkınma Partisi adına Sayın Canikli ne demişti? “Tarihi anın yansımasıdır, bu gurur hepimizindir. Tüm Türkiye’ye ait olacaktır.” dedi. Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı ne dedi? “Kadına şiddet bir insan hakkı ihlalidir. Sözleşme Türkiye’nin öncülüğünde hazırlanmıştır.” Yani bugün inkâr ettiğiniz sözleşmeyi Sayın Genel Başkanınız Türkiye Cumhuriyet devletinin öncülüğünde hazırlandığını ifade etti. Sonra ne oldu?
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANMASI İÇİN 800.000 AVRO’LUK PROJE ALDILAR!
Kasım 2019’da bir proje hazırladınız: Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddete Karşı Kapsamlı Kurumsal Müdahale Geliştirme Projesi. Hemen soluğu Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinde aldınız. “Biz bu projeyle İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacağız ve etkin uygulanması için de sizden destek istiyoruz.” dediniz. 800 bin avroyu cebe indirdiniz. 800 bin avroyu alarak dediniz ki: “Üç yıl içinde, otuz altı ayda yani 22 Mayıs 2022’ye kadar İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması için Aile ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı birlikte çalışacağız.” Henüz daha aldığınız 800 bin avronun uygulanmasının süresi bitmeden, bir yıl kala, bir gece yarısı, tam da zihniyetiniz gibi kapkaranlık bir gecede Meclis iradesine darbe yaparak “İstanbul Sözleşmesi’nden bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekiliyoruz.” dediniz. 800 bin avroyu alıp uygulama süresi bitmeden “Biz caydık.” deyip bu paranın üzerine çökmek dolandırıcılıktır, başka bir şey değildir.
42 MİLYON KADIN SANDIKTA HESAP SORACAK
İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti önlemek, durdurmak, korumak ve cezalandırmak ve bunun için de politika üretmektir ama siz ne yaptınız? “Kadınlar şiddete uğrasın, kadınlar cinayete kurban gitsin ama yeter ki bizim oyumuz azalmasın.” dediniz. Ama tek çareniz, tek çıkarınız şeyhlerin, tarikatların, müritlerin, şıhların bir avuç oyuna muhtaç olduğunuz için İstanbul Sözleşmesi’ni onların talimatıyla geri çekmeyi yeğ gördünüz. Ama 42 milyon kadın, emin olun, bunun hesabını size Mecliste soracak. Korkmayan, susmayan ve itaat etmeyen kadınlar bu, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmenin, bir gecede Meclis iradesine darbe yaparak “Feshediyorum.” demenin hesabını, emin olun, sandıkta soracak.
GİDİŞİNİZ KADINLARIN ELİNDEN OLACAK
Gidişiniz korktuğunuz, çekindiğiniz, özgür, şiddete “hayır” diyen, kadın cinayetlerine “hayır” diyen kadınların elinden olacak. Bu an itibarıyla katledilen tüm kadınların, şiddete uğrayan tüm kadınların vebali her birinizin üzerinedir.