Kategori: LALE BAŞ
23 yıl önce bir sonbahar günüydü, üniversitede İletişim Kuramları dersini aldığım hocam Prof. Korkmaz Alemdar, bir gazeteci büyüğümüzün vefat haberini alınca “gazeteciler hayattayken kıymetini bilmek lazım, hadi çocuklar herkes bir gazeteci seçsin kendine, gidip röportaj yapacaksınız, sonra da o röportaj kayıtları fakülte arşivimizde saklanacak.” dediğinde hiç düşünmeden çok sevdiğim Bekir Coşkun’u seçtim. Randevulaştık, sorularımı ve teybimi hazırlayıp heyecanla Hürriyet Gazetesi’nin Cinnah Caddesi’ndeki binasına girdim. Binanın en üst katında caddedeki asırlık kestane ağaçlarına bakan büyük pencerelerle…
"GÜLE GÜLE BEKİR ABİ…"Balkondaki fesleğenlerin süslediği masaya kahvaltıyı hazırlarken mutfaktan seslendi annem: “Vişne şurubu yaptım, içer misin?” 43 yıllık ömrümde bu soruya hiçbir zaman hayır demediğimi bildiğinden, ben daha “içerim” demeden, içerden şurubu suyla karıştıran kaşığın tıngırtısı duyuldu. Bu sesi nerde duysam tanırım, öyle tatlı tatlı tıngırdar ki çocukluğumun serin yaz sabahlarına giderim hemen. İkinci kattaki evimizin balkonuna uzanan dut ağacının meyve verdiği haziran sıcakları, pazarcıların tezgahlarını süsleyen vişnelerin de nazlı nazlı parladıkları mevsim olurdu. Muhakkak hemen bir…
"”VİŞNE ŞURUBU YAPTIM, İÇER MİSİN?”"