Ekonomik Görüşümüz

Devletin asli görevi, üretim maliyetlerini düşürmektir. Özellikle döviz bazında maliyetlerimizin düşmesini beklerken yükseldiğini görmek, bizleri derin düşündürmektedir. Rakip ülkelerimizle rekabet edemez hale geldiğimizi tekrar hatırlatmak isteriz.

Bizler fiyat istikrar beklerken, TL artık carry trade ürününe dönüşmüştür. Yani diğer para birimleri üzerinden borçlanıp yüksek faiz getirili bir ürün haline gelmiştir. Rasyonel ekonomiye dönüş güzel, Türkiye ekonomisi cds’inin 300 düşmesi umutlandırıyor olsa da sadece yurtdışından borçlanabilen firmalarımıza ve bankalarımıza yarar sağlamaktadır. Bu durumun, vatandaşlarımıza olumlu yansımasını görememekteyiz. Ülkenin yarısından çoğunun asgari ücret ile çalıştığını göz önünde bulundurursak, vergi yükünün de vatandaşın sırtına yüklendiğini, hal böyle olunca adil bir vergi reformu uygulanmadan sadece ücret artışları ile satın alma gücünü yükseltemeyeceğimizi söyleyebiliriz. Maliyetler üzerinden fiyat istikrarını görme arzusundayız. Tüketici kredilerini azaltarak, hatta kapatarak, sadece talep enflasyonu durdurulabilir. Fakat maliyet enflasyonunun önüne geçmek adına, Ekonomi Yönetiminin enflasyonun sonuçları yerine enflasyonun sebeplerinin esas alınarak odağını değiştirmesini, üretim arzının artışını ve ihracata dayalı katma değerli ürüne sektörel teşvik beklemekteyiz.

Ayrıca Ekonomi Yönetiminden göz önünde bulundurmalarını talep ettiğimiz hususları şu şekilde sıralayabiliriz:

1- Döviz bulmak yerine döviz kazanmanın yollarının etraflıca ele alınması

2- Finansmana erişim noktasında, sadece bilançosu iyi olan firmalar değil, ihracatçı ve katma değer sağlayan tüm firmalara olanak tanınması

3- Özellikle ihracat yapan KOBİ’lerimizde üretim maliyetlerindeki ana girdilerden ‘işçilik’ ve ‘elektrik’ giderlerindeki vergi yükünün azaltılması

4- Dış Ticaret Politikası için hammaddeye ilave vergi ve ek mali yükümlülükler koymak gibi enflasyona sebep olan korumacı tedbirlerin, rekabetçiliğin arttırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi

5- Vergi politikasının ve maliye politikasının enflasyona etki yaratmayacak şekilde elden geçirilmesi, maliye politikalarının etkinliğinin artırılması, dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payının azaltılması

6- Önümüzdeki dönemde seçim çalışmalarında gerek muhalefetin gerekse iktidarın popülist yaklaşımından uzak durması

7- Seçimden sonraki stratejik planlamayı bununla ilgili yol haritasını şimdiden açıklanması

(2024 yılı, ülkemizin hem enflasyon hem de belirsizliklerle mücadelede yapısal reform yılı olmalıdır. Çünkü parasal araçlarla yapısal sorunlar çözülememektedir.)

8- Ülkemizin bölgesel ve uluslararası arenada gerek enerjide gerekse nihai üründe lojistik merkezi olma yönünde fırsatlarını değerlendirip, buna göre altyapı hizmetlerinin tamamlanması

9- Özellikle turizm, tekstil ve tarımda ‘katma değerli üretim’ yaparak, orta gelir tuzağından çıkabileceğimize, Devlet Planlama Teşkilatı gibi bir yapının yeniden devreye alınarak, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında bu alandaki yenilikçi ve karlılığı yüksek yatırımlara odaklanmasını

10- Teknolojik dijital dönüşümün teşvik edilerek, verimli ekonomiye geçiş için sektörel bazda planlamanın devareye alınarak, sürdürülebilir hedeflerin konulması

Kamuoyuna arz ederiz.

BASİAD Yönetim Kurulu

Bir cevap yazın