PAMUKKALE 90’LI YILLARA GERİ Mİ DÖNÜYOR!…..

1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine dahil edilen Pamukkale ve çevresi 1990 yılında Özel Çevre Koruma bölgesi ilan edilmiştir.Hierapolis Antik Kenti I. Derece Arkeolojik ve 1. Derece Doğal Sit ilanıdır.

Dünyanın gözbebeği olan bu böl

gede, sit alanı içinde yer alan 2 adet parselin 1. Derece Sit Alanından çıkarılması için Aydın Koruma Kuruluna başvurulmuş ve başvuru red edilmiştir. Bunun üzerine Pamukkale İlçesi, Yeniköy mahallesi, 194 ada 2 parsel ve Karahayıt mahallesi 217 ada 10 parsel sahipleri mahkemeye başvurmuştur. Mahkeme BİLİRKİŞİ RAPORUNA istinaden SİT alanından çıkarılması kararını vermiş ve üst mahkeme yolunu da kapatmıştır. Belli ki bilirkişiler, Unesco Dünya Mirası listesindeki Pamukkale ve çevresinin bugün hala “Beyaz Cennet Pamukkale” olarak anılması için yapılanları, verilen mücadeleleri bilmiyor. Bu sebeple bu süreci tekrar hatırlatıyoruz.

PAMUKKALE VE HİERAPOLİS KORUMA KARARLARI

Travertenlerinin rengi dolayısıyla yaygın olarak Pamukkale adıyla bildiğimiz, en az 2500 yıllık Hierapolis antik kenti hinterlandındaki modern yerleşimleri de kapsayan turizm bölgesinde, uzun yıllardan beri çeşitli adlar altında yasal koruma kararları bulunmaktadır. Bu koruma kararlarının tarihi yeni olmayıp, çeşitli zorluklar aşılarak bugünkü konumlarını kazanmışlardır.

Antik kent ve Pamukkale sınırlarını belirleyen koruma amaçlı ilk karar, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 13.12.1980 tarih ve A-2587 sayılı kararıdır. Bu karar ile Hierapolis Antik Kenti I. Derece Arkeolojik ve 1. Derece Doğal Sit ilan edilmiştir. Bölge kültürel ve doğal değerleri, 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edilmesi ise 21.10.1990 tarihinde, 1990/117 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla gerçekleşmiştir.ÖÇK alanına Pamukkale (Ecirli) Akköy, Karahayıt, Develi, Yeniköy yerleşim alanları dahil edilmiştir.

Koruma bölgesi dahilindeyapılacak tüm projelendirme ve değişim faaliyetleri, yukarıda saydığımız koruma statülerini sağlayan kurul kararları ve ilgili bakanlık birimlerinin denetimlerine tabi olmak zorundadır.

PAMUKKALE TRAVERTENLERİNDE YAPILAŞMA SÜRECİ

Antik kent ve traverten çevresindeki yapılaşma, 1957 yılında Denizli İl Özel İdaresinin oluruyla inşa edilen derme çatma kulübeyle başlamıştır. Eski Eserler ve Anıtlar Kurulunun bilgisi dahilinde olan yapılaşma, sonraları suistimal edilerek daha başka kulübelerin yapılmasıyla sonuçlanmış, sit alanı içinde ki ilk yapılaşma hikayesi böyle başlamıştır.

Daha sonra pek çok tartışmanın odağına yerleşecek olan özel ve tüzel kişilikli ruhsata sahip işletmelere ait otellerin hikayesi de 1960 yılından itibaren başlamaktadır. Bu yıllarda inşa edilen altı yapıdan üç tanesi tüzel kişilikli, diğer üçü özel nitelikli ruhsatlandırmaya sahiptir. Tüzel yapıların birisi Denizli Belediyesi tesisleri, birisi Denizli İl Özel İdaresine ait antik havuz çevresindeki otel, diğeri de Jandarma’ya ait yapıdır. Özel işletmeler ise Mistur, Koru ve Tusan otelleridir.

Otellerin inşası, kent halkının ilgisini Pamukkale travertenlerine toplamıştır. Oteller ve düğün-sünnet etkinlikleri için kullanılan otel salonları, kısa zamanda sorumsuzca sürdürülen mekânsal ve çevre kirlenmesineuğramış, yıllarca bu şekilde faaliyet göstermişlerdir. Travertenler turizme açılmış, konaklama sistemi traverten oluşumlarının tahribatına yol açmıştır. Travertenlerdeki yapılaşma yıllarını hatırlayanlar şimdi yaptıkları açıklamalarda, konuya ne kadar yanlış bir yaklaşım sergilediklerini anlatmaktadırlar. Saffet Emre Tonguç, “Pamukkale’deki otellerde 90’lara gelinceye kadar konaklarken pencereyi açınca travertenlerle karşılaşmanın o yıllarda iyi bir şey olduğunu düşünüyorduk. Ama şimdi ne kadar yanlış düşündüğümüzü fark ediyoruz” diyerek o yılları anmaktadır.

MİMARLAR ODASININ PAMUKKALE MÜCADELESİ

Mimarlar Odasının, Pamukkale’de kültürel ve doğal miras üzerindeki tahribatı tespit edişi ve bu duruma karşı mücadele başlatması 1980’li yıllara uzanmaktadır. Odanın konu ile ilgili görüşü, ören yeri ve travertenleri işgal eden tesislerin kaldırılıp, koruma alanı dışında başka bir bölgeye taşınması, kaldırılan oteller tarafından boşaltılan alanlarının antik kent ve travertenlerdeki doğal haline uygun olarak düzenlenmesi talebidir.

Mimarlar Odasının mücadelesinin elde ettiği en önemli kazanım, 1991 yılında Pamukkale Sempozyumu adı altında 3 gün devam eden bilimsel etkinliktir. Bu bir dizi toplantı, Pamukkale’nin oteller işgalinden kurtulmasının çıkış noktasıdır. Toplantıya katılan yaklaşık 40 kişilik etkin grubun arasında Arkeolog Ekrem Akurgal, Mimar Doğan Kuban, Mimar Cengiz Bektaş, Mimar Necati İnceoğlu, Mimar Oktay Ekinci, Yazar Aziz Nesin gibi tanınmış uluslararası aydın kişiler ile Turizm Bakanlığı, Kültür Bakanlığı yetkilileri, TÜRSAB başkanı ve yerel turizm temsilcileri yer almıştır. Üç gün devam eden sempozyumsonucunda otellerin yıkılması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır. Sonuç olarak 1996 yılında ilk yıkım işlemi belediye tesislerinde sembolik bir törenle başlamıştır.

Pamukkale’yi korumaya ait temel ilkeler 1991 yılında yapılan “Pamukkale Sempozyumu” ile belirlenmiştir. Pamukkale Koruma Geliştirme İmar Planı da aynı dönemde hazırlanmıştır. Ne var ki, bu plan travertenlerdeki yapılaşmayı ortadan kaldırmayı öngörmemiştir. Mimarlar Odası bu plana karşı çıkmış ve bakanlığın yıkım kararını uygulaması konusunda kamuoyunda ve kurumlar nezdinde itiraz sesini yükseltmiştir. Verilen mücadele sonucunda ilgili bakanlık yetkilileri yıkım kararını uygulamak zorunda kalmıştır.

2000’li yıllarda, Pamukkale Üniversitesi bünyesinde kurulan bir ekip, Cengiz Bektaş’ın danışmanlığı ve Mimar Ahmet Yoldaş’ın yürütücülüğünde, yıkılan oteller bölgesinin planlamasını gerçekleştirmiştir. Yapılan çalışma sonucu yıkılan otellerin bıraktığı alanlar için düzenleme önerileri hazırlanmış, beraberinde ilgili plan revize edilmiştir. Hazırlanan rekreasyon önerilerinin ise büyük bir bölümü uygulanmıştır. Daha sonra, ekibin “yerel yönetimin sürece katılması” önerisiyle planlama yönetimi Denizli İl Özel İdaresine devredilmiştir.

UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ ndeki PAMUKKALE VE HİEROPOLİS ANTİK KENTİ   sadece bizim değil tüm dünyanındır ve korunmak üzere bize EMANET edilmiştir. Bilirkişi raporunun bilimsel hiçbir tarafı yoktur. Fay hattı yeri değiştirilir gibi Sit ALANI değiştirilemez. Mimarlar Odası Pamukkale traverten bölgesindeki mevcut otelleri geçmişte nasıl yıktırdıysa, bugün de yenisinin yapılmasına izin vermeyecektir.

Bir cevap yazın