Aşk iki kişiliktir. ÖLÜMDÜR YAŞANAN TEK BAŞINA

ZELİHA ŞENGÜL

Çalmıştır senden sevdiğini. 
İçinde biriken zehir, 
Sadece kendini

öldürecektir. 
Ölümdür yaşanan tek başına;


AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

Aşkın ve ölümün gerçek özünü bu kadar yalın anlatan kaç mısra vardır? Kaç tane şair tanırsınız aşkı ve ölümü, basit kelimelerle bu kadar etkili anlatabilen? Ataol Behramoğlu, sanki fazla söze gerek yok der gibi, insanlık tarihi kadar eski ve bir o kadar karmaşık bu iki kavramı “Ölümdür yaşanan tek başına, aşk iki kişiliktir” diyerek bir çırpıda özetleyivermiştir.

Ataol Behramoğlu, Türk Şiiri’nin yaşayan en önemli kalemlerindendir. Birbirinden ünlü sayısız şiiri bulunan usta kalemin pek çok şiiri ünlü sanatçılar tarafından seslendirilmiştir. Behramoğlu, önemli bir şair olmasının yanı sıra başarılı bir çevirmen ve edebiyatçıdır. Ataol Berhamoğlu, şiirlerinde kimi zaman “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: yaşadın mı büyük yaşayacaksın” diyerek hayat tecrübesini aktarır mısralarında kimi zaman ise; “Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim” diyerek karmaşık aşk problemlerine basit çözümler sunar. “Ben ölürsem akşam üstü ölürüm, şehre simsiyah bir kar yağar” dizelerinin sahibini yakından tanıyalım.

Ataol Behramoğlu, 13 Nisan 1942’de, Çatalca’da dünyaya geldi. Babasının ziraat müdürü olması nedeniyle çocukluk ve ilk gençlik yılları Türkiye’nin çeşitli yörelerinde geçti. İlkokul üçüncü sınıfa kadar Kars’ta öğrenim gördü. İlk, orta ve lise öğrenimini Çankırı’da tamamladı. Bir süre Ankara Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nün derslerini takip etti ve aynı fakültenin Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1966 yılında bitirdi.

İLK ESERLERİ

İlk şiir kitabı “Bir Ermeni General” 1965 yılında, kitaplaşan ilk çevirisi olan “İvanov” (Anton Çehov) ise 1967 yılında basıldı. Mihail Yuryeviç Lermontov’dan ilk şiir çevirilerini de yine bu dönemde yaptı. 1960’lı yıllar toplumcu kuşağının manifestosu niteliğindeki şiirlerden “Bir Gün Mutlaka”yı 1965’te yayımladı. 1969’da “Ant” dergisinde birkaç sayı yayımlanan “Toplumcu Genç Şairler Savaş Açıyor” başlıklı oturumda yeni toplumcu şiir üstüne görüşlerini açıkladı. 1970’de yayımlanan ikinci şiir kitabı “Bir Gün Mutlaka”, kuşağının öncü yapıtlarından biri olarak kabul edildi. 1970’de İsmet Özel ile yayımlamaya başladıkları “Halkın Dostları” dergisi geniş yankı uyandırdı. Aynı yıl, Maksim Gorki’den çevirdiği “Yaşanmış Hikâyeler” yayımlandı.

PARİS, LONDRA ve MOSKOVA YILLARI

Ataol Behramoğlu, 1970 yılı sonbaharında dört yıl sürecek ilk yurtdışı yolculuğuna çıktı. 1972’ye kadar Londra ve Paris’te yaşadı. Paris’te Louis Aragon ve Pablo Neruda ile tanıştı. Aragon’un yönetimindeki “Les Lettres Françaises”de, Abidin Dino çevirisiyle, “Bir Gün Mutlaka”dan bir bölüm yayımlandı. Paris’te Théatre de Liberté’nin kuruluş çalışmalarına katıldı (1971). İlk oyun “Légendes à Avénir / Geleceğe Masallar” için bölümler yazdı. 1972 sonbaharında Sovyet Yazarlar Birliği’nin davetlisi olarak gittiği Moskova’da yaklaşık iki yıl kalarak Moskova Devlet Üniversitesi’nde stajyer olarak Rus Edebiyatı üzerine çalıştı. Yurtdışında bulunduğu sırada, daha önceki dönemin ürünü çevirileri (Puşkin, Bütün Hikâye ve Romanları, 1972) ve yurtdışı dönemin ürünü şiirlerden oluşan üçüncü şiir kitabı “Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga Şiirleri (1974)” Türkiye’de yayımlandı.

YURDA DÖNÜŞ

Ataol Behramoğlu, 1974’te ülkeye dönüşünden bir süre sonra Muhsin Ertuğrul yönetimindeki İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda dramaturg olarak çalışmaya başladı. 1975’te kardeşi Nihat Behram ile çıkardıkları edebiyat-kültür dergisi “Militan” büyük ilgi gördü. Bu dönemde Ataol Behramoğlu’nun “Ne Yağmur…Ne Şiirler…(1976)”, “Kuşatmada (1978)”, “Mustafa Suphi Destanı (1979)”, “Dörtlükler (1980)” adlı kitapları yayımlandı. 1977’de bir Atina gezisinde Yannis Ritsos ile tanıştı. 1978’de Sofya’da Dünya Yazarları 1. Kurultayı’na Aziz Nesin, Yaşar Kemal ve Burhan Arpad ile Türkiye temsilcisi olarak katıldı. 1979’da Türkiye Yazarlar Sendikası genel sekreteri oldu. Aynı yıl, kızı Barış doğdu. “Sanat Emeği” dergisinin kurucuları ve yazı kurulu üyeleri arasında yer aldı.

12 EYLÜL DARBESİ 80’Lİ YILLAR VE ÜLKEDEN KAÇIŞ

Şair, 1980 darbesi sonrasında tiyatrodaki dramaturgluk görevinden ayrılmak zorunda kaldı. “Ne Yağmur…Ne Şiirler…”in yeni basımının mahkemece toplatılması ve imhasına karar verildi. Ataol Behramoğlu, bir hafta Selimiye’de göz hapsinde tutuldu. Kitap daha sonra beraat etti. “İyi Bir Yurttaş Aranıyor” başlığı altında topladığı şiirler Türkiye’de “siyasal kabare” türünün ilk örneklerinden biri olarak birçok kez izleyiciye sunuldu (1981). Aynı yıl Yunanistan’da “Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum” adıyla yayımlanan kitabı, yabancı bir dilde çevrilen ilk eseriydi. Kitap kısa sürede birkaç kez basıldı. Dünya şairlerinden Rusça, İngilizce, Fransızcadan yaptığı çevirileri “Kardeş Türküler” adlı bir kitapta topladı (1981). “Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi”nin ilk çalışmalarına başladı. 1982 Mart ayında Barış Derneği kurucu ve yöneticisi olarak tutuklandı. Maltepe Askeri Cezaevi ve Sağmalcılar Cezaevi’nde on ay tutuklu kaldı. Cezaevinde bulunduğu sırada, Asya-Afrika Yazarlar Birliği 1981 Lotus Ödülü’nü kazandı. Şiirlerinden seçmeler tek ciltte yayımlanarak birçok kez yeni basım yaptı (1983). Lermontov’dan şiir çevirileri kitaplaştı (Hançer, 1983). 1983 Kasım ayında, devam eden duruşmaların katılmadığı son oturumunda 8 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Ataol Behramoğlu, 1984 başlarında ülkeden gizlice ayrılmak zorunda kalarak Fransa’ya gitti. Bir süre sonra ailesini de gizlice ülke dışına çıkardı. 1989 Haziran ayına kadar sürecek bu ikinci yurtdışı döneminde Paris Sorbonne Üniversitesi “Centre de Poétique Comparée” bölümü çalışmalarına katıldı. 1986’da Paris’te Fransızca Türk edebiyatı dergisi “Anka”yı kurdu ve yönetti. Bu yıllarda Ataol Behramoğlu, Avustralya’dan Finlandiya’ya birçok ülkede katıldığı toplantılarda konuşmalar yaptı, şiirlerini okudu. Şiirlerinden Macarcaya çevrilen seçmeleri 1988’de Budapeşte’de “Europa” Yayınevi tarafından yayımlandı. Almanya’da (daha sonra Türkiye’de) “Kızıma Mektuplar (1985)”, “Türkiye, Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum (1985) adlı şiir kitapları ve “Mustafa Suphi Destanı”nın yeni bir basımı yayımlandı. Destan, sürgündeki “Halk Oyuncuları” topluluğunca Stockholm, Paris, Berlin, Amsterdam gibi birçok Avrupa kentinde sahnelendi (1987-1988). 1989 Avignon Tiyatro Festivali’nde ilk Türkçe oyun olarak sunuldu. Yurtdışında bulunduğu sırada Türkiye’de “Son Yüzyıl Büyük Türk Şiiri Antolojisi”; “Dünya Şiiri Antolojisi (Özdemir İnce ile birlikte)”; “Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi”; “Çehov-Bütün Oyunları (1. Cilt)”, şiir üstüne yazıları “Yaşayan Bir Şiir (1986): şiir kitapları “Eski Nisan”, “Bebeklerin Ulusu Yok” kitapları yayımlanan Ataol Behramoğlu, hakkındaki davaların Yargıtay aşamasında beraatle sonuçlanması üzerine Haziran 1989’da ülkeye döndü.

YURDA DÖNÜŞÜ VE YENİ ÇALIŞMALARI

Ataol Behramoğlu, yurda döndükten sonra birkaç yıl Simavi Yayınları’nda editör, Pendik Belediyesi’nde kültür danışmanı olarak çalıştı. 90’lı yıllarda yazdığı şiirleri, “Sevgilimsin (1993)”; çeşitli dönemlerin ürünü yazıları, “İki Ateş Arasında (1989)”, “Nâzım’a Bir Güz Çelengi (1989)”, “Mekanik Gözyaşları (1990)”, “Şiirin Dili-Ana Dil (1997)” adlı kitaplarda yayımlandı. Aziz Nesin ile ilgili anılarını “Aziz Nesinli Fotoğraflar (1995)”; yurt dışı gezi yazılarını “Başka Gökler Altında (1996) ” adlı kitaplarda topladı. Vera Tulyakova’nın anılarından ve Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oluşturduğu “Mutlu ol Nâzım”, Dilek Türker’in oyunculuğuyla Türkiye’nin birçok yöresinde ve Almanya’da birçok kez sahnelendi. Belgesel bir oyun çalışması olan “Lozan”, Devlet Tiyatrosu’nca Antalya (1992,1993) ve İstanbul’da (1993) oynandı. 1995’te Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı seçildi. 1995’te İsmet Özel ile mektupları “Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mektuplar” adıyla kitaplaştırıldı. Metin Demirtaş’la mektuplaşmaları 1997’de “Şiirin Kanadında Mektuplar” adıyla kitaplaştı. PEN Yazarlar Derneği 2002 yılı “Dünya Şiir Günü Büyük Ödülü”nü aldı. “Aşk İki Kişiliktir (2000)” ile “Yeni Aşka Gazel (2002)” adlı kitaplarında topladığı şiirlerini, “İki Ağı”(2008), “Okyanusla İlk Karşılaşma”, “Hayat Uzun Veda” adlı şiir kitapları izledi. 50 yıllık şiir serüveninden kendi yaptığı seçmeler “Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar” adıyla Cumhuriyet kitapları arasında yer aldı. 2008 yılında Texas Üniversitesi Yayınlarınca şiirlerinden seçmeler Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlandı. Şiirlerinden Japonca, İtalyanca, vb. dünyanın belli başlı dillerine yapılan çevirileri 2010’da Bulgarca’da yayınlanan kitabı izledi. Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşe yazarlığının ürünlerini “Kimliğim:İnsan”(1999), “Başka Bir Açı” (2000), “Gerçeklik Duygusunun Kaybolması”(2001), “Kendin Olmak Ya da Olmamak”(2003), “Yeni Ortaçağın Saldırısı”(2004), “Sivil Darbe”(2009) adlı kitaplarında topladı. Ülke içi gezi yazıları “Yurdu Teninde Duymak” (2008) adlı kitabında yayınlandı. İstanbul Kültür Başkenti projesi kapsamında yayınlanan İstanbul kitapları arasında “Benim Prens Adalarım” adlı çalışması yer aldı. Akademik alanda çalışmalarının ürünü olan “Rus Edebiyatı Yazıları”(2001) ve “Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekliği”(2001) adlı yapıtlarını “Rus Edebiyatının Öğrettiği” adıyla kitaplaştırdığı yeni yazıları, ulusal ve uluslararası konferanslarda Rus edebiyatı üstüne bildiri metinlerinin yayını izledi. A.S.Puşkin’in “Tüm Öykü ve Romanları” ile büyük Rus şairinin şiirlerinden (Türkçe çevirileri ve Rusça asıllarıyla) seçmeler, A.P.Çehov’un “Büyük Oyunlar”ı A.Behramoğlu çevirisiyle Türkiye İş Bankası Klasikler dizisinde yayınlandı. F.M. Dostoyevski’den çevirdiği “Puşkin Üzerine Konuşma”(Rusça aslıyla) Kültür Bakanlığı yayınları arasında yer aldı. 2008 yılında kendisine Rusya Federasyonu tarafından Uluslararası Puşkin Nişanı verilen Ataol Behramoğlu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Slav Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Başkanlığı ve Beykent Üniversitesi’nden sonra İstanbul-Aydın Üniversitesi’nde profesör titriyle öğretim üyeliğini, Cumhuriyet Gazetesi’nde köşe yazarlığını sürdürmektedir. 

AŞK İKİ KİŞİLİKTİDeğişir rüzgârın yönü, 
Solar ansızın yapraklar. 
Şaşırır yolunu denizde gemi, 
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının, 

Bir anı bile kalmamıştır, 
Geceler boyu sevişmelerden. 
Bilerce yıl uzaklardadır, 
Binlerce kez dokunduğun ten. 
Yazabileceğin şiirler, 
Çoktan yazılıp bitmiştir.
Ölümdür yaşanan tek başına; 
Aşk iki kişiliktir.

Bir cevap yazın