DOLMABAHÇE PALACE

BİRİ İSTANBUL’U GÖZETLİYOR

Cenk ÇATALOK

Bugün, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklarımıza armağan ettiği, 99. yılını kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı… Ne mutlu bize ki takvimler  23 Nisan’ı gösterdiğinde aynı coşkuyla kutluyor, çocukların Atatürk’e olan sevgisinin her geçen yıl arttığına şahit oluyor,bahtiyar oluyoruz.Bugün de o günlerden biri. Ben de vizörümden yansıyanları,Atamızın hayata gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı’nda tadımlık bir gezintiye çıkarmak; Bu tadımlık gezinti de sizlere Dolmabahçe klasiklerinden sunmaya, hem de çevresinde keşfedilmemiş tarihi güzelliklere yer  vermek istedim.

Yapımına 1843 yılında başlanan, Dolmabahçe Sarayı; Karaköy’den Sarıyer’e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi’nden Boğaziçi’ne deniz yoluyla girişte sol kıyıda, Üsküdar’ın karşısında yer alan büyük bir eser olmakla birlikte, 1890-1895 yılları arasında Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılan 27 metre yüksekliğindeki saat kulesi ile gözümüzü kamaştırmaktadır.

Dolmabahçe, kendine özgü, belirli ekollere giren bir mimari üslubu olmamasına karşın Barok, Rokoko, Neo-Klasizm ve Rönesans karışık bir biçimde uygulanmıştır. Saray, batı görüşüyle uygarlaşma çabaları içinde bulunan toplumun sanatta da batının etkisinin hissedildiği, Osmanlı saray gereksinimlerini de dikkate alıp, o asrın sanat atmosferi içinde yapılmış bir eserdir.

Bir cevap yazın