MART – NİSAN KİTAPLARI / 2019

Bir Ömür Nasıl Yaşanır?

İlber ORTAYLI

Kronik Kitap

Daha anlamlı yaşamak için İlber Ortaylı’dan tavsiyeler…

“Cesur olun. Kendinizi rahat hissettiğiniz alanın dışında pencereler açın. Farklı dünyalarla ancak böyle tanışırsınız. Ben hep yerimde dursaydım, dünyamı değiştirecek insanları aramasaydım, bugün tanıdığınız ben olmazdım. Bir insanın bittiği an, miskinliğe esir olduğu andır. İnsan, konforundan vazgeçmeyi göze almalıdır. Kendi dünyasını yerinden kendisi oynatmalıdır.”

– İlber Ortaylı –

İlber Ortaylı, yediden yetmişe herkesin faydalanacağı, bilge şahsiyetinden ve yaşam tecrübesinden süzülen tavsiyelerden oluşan bir eserle karşımızda. İlber Hoca bu kitapta, bir insanın, çocukluktan itibaren hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyacağı çözümleri nasıl bulabileceğini örnekler vererek anlatıyor. “Herkes kendi talihinin mimarıdır” sözünü hatırlatarak, kendi yolunu çizmenin ne anlama geldiğini tüm kritik noktalarıyla yorumluyor.

Bir ömrü hakkıyla yaşayabilmek ve yaşanan her andan tat alabilmek için önce ne lazımdır?

İnsan hayatı kaç dönemden oluşur ve her bir dönemde neleri tecrübe etmek gerekir? 15, 25, 40 ve 55 yaşları neden birer eşiktir?

İnsan kimden, ne öğrenebilir? Kendi kendini yetiştirmek nasıl mümkün olur?

Kişi mesleğini neye göre seçmelidir?

 “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?”, ülkemizin medarıiftiharı olmuş bir tarihçinin gözünden, insanın hayattaki anlam arayışına, bu arayışın tadını nasıl çıkaracağına ve süreç boyunca karşılaşacağı zorluklarla nasıl baş etmesi gerektiğine dair çok özel bir kılavuz…

Zamanın Durduğu Yer

Ülker ÜNER

Doğan Kitap

Çünkü geçmiş yakasını bırakmadan, geleceğe varamıyor insan.
 
“Nerede başladı her şey? Tam bir yıl önce, bugün mü? Küçük ama düzenli dünyamı o gün mü altüst ettim ben?” Şimdi bu otel odasında, uyku ile uyanıklık arasında gidip geldiği şu anda, aklından bunlar geçiyordu. “O gün” diye düşünüyordu Eylül, “Eğer o gün yürümeye karar vermeseydim, şu anda nasıl olurdu acaba hayatım? Yine bu otel odasında olur muydum? Yine kesişir miydi onunla yolum?” Kendi halinde bir evlilik ve iş hayatının içinde huzurla yaşayıp giderken uzun yıllardan sonra çocukluk arkadaşı Elif ile karşılaşır Eylül. Bu karşılaşma, asla hatırlamak istemediği geçmişini gün yüzüne çıkarır. Ve ardından yeni bir iş teklifine sebep olur. Çok geçmeden de hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir yerde aşkı çıkarır karşısına, Deniz’i… Eylül bir anda bağlandığı Deniz ile karşı koyamadığı bir aşkın içine sürüklenirken hayatın başka planları, zamanın açığa çıkarmak için beklediği sırları vardır…
Aşka, iş hayatına, insanın içinde gizli kalmış sırlara, verilen ve verilmeyen kararlarla bir anda yönü değişen, birbirine teğet geçen hayatlara dair bir roman.

Dijitalizm

Said ERCAN  

Motto

Bu kitap aslında bir buluşmayı temsil ediyor. Gerçek hayatta başlayan ve sanala taşınan, sanalda başlayan ve gerçeğe taşınan bir buluşma, dijitalin kalbine başlatılan yolculuğun dokunsal hali.

Dijital pazarlama, sanal gerçeklik, sosyal medya bağımlılığı, yapay zeka, dijital iletişim, sosyal medya uzmanlığı, viral pazarlama, bloglar, influencerlar ve daha bir çok konu ele alındı.
 
Sosyal medyanın sosyolojik, psikolojik, ekonomik etkileri; insanın dijital dönüşümü ile kadim dünya nereye gidiyor? İnsan kaynakları nereye gidiyor? İş dünyası nereye gidiyor. Çocuklarımız nereye gidiyor?
Dijitalizm hem olumlu, hem de olumsuz anlamda yeni bir dünyayı işaret ediyor. Dijital dünya baş döndürücü bir şekilde büyümeye devam ediyor. Dijital insan kendine yol arıyor, amaç arıyor, dijitalleşemeyenler ise bir yerden başlamak istiyor. 
 
Bu çalışma, “Kalbi olan, vicdanı olan, ruhu olan, merhameti olan bir dijital dünyayı nasıl kurabiliriz?” sorusuna kafa yoruyor. Elinizdeki kitabın açtığı yol, sizin de hayatınıza heyecan verebilir. Dijital dünya ile ilgili farkındalık oluşturabilir, bu farkındalığın yolundan giderseniz etkilenen değil, etkileyen, izleyen değil izlenen olabilirsiniz. 
Teknoloji freni boşalmış bir kamyon gibi ilerliyor. İşte bu yüzden dijital dünyayı çok iyi bilmemiz gerekiyor. Teknolojinin dümenine robotlaşmamış insanı yeniden geçirmek için bu kitap mütevazı katkıdır.

Özür Dilerim Yalnızlıkla Yaptım

Ferit BURHAN  

Motto

Hakikatte yalnızlığı hissedebilmek, ona dokunabilmek ve onunla yaşamaya alışabilmek modern insanın en büyük zorluklarının başında gelmektedir. Böylesine tüm hayatımızı kuşatan yalnızlığı kelimelere dökmek ve onu okuyucuyla paylaşmak da bir hayli zor bir süreçtir.
 
Her şeyin dijitalleşmesi değerlerimizin de yitimine sebep oldu. Değerlerimiz yıkılırken binlerce İnsanın arasında yalnızlığımızla yüzleşmeye ve yalnızlığımızın bizi bilinmez bir muammanın içine sürükleyerek orada boğmasını sessizce izler olduk. Tüm bunları dile getiren farkındalık sahibi bir insanı ise hasta olmakla itham ediyoruz. Oysa günümüzde tam bir salgın hastalık olan yalnızlığı betimlemek ve ona alışmak modern hayatta ayakta kalmanın tek koşulu olabiliyor.

Zeytinyağı Diyeti

Judy RİDGWAY

Alfa Yayıncılık

Dun Gifford Ödüllerinde “Dünyanın En İyi Akdeniz Mutfağı Kitabı” seçilen Zeytinyağı Diyeti zeytinyağının faydalarını, kullanım kolaylığını ve yöntemlerini anlaşılır açıklamalarla ve harika pratik tariflerle birlikte sizlere sunuyor ve sağlıklı bir yaşamın kapılarını sizin için ardına kadar açıyor.

Akdeniz diyeti uzmanı Dr. Simon Poole ve zeytinyağıyla ilgili yirmi yılı aşkın deneyimiyle tecrübeli yazar Judy Ridgway’in ortak çalışması olan bu kitap, zeytinyağına dair aklınıza takılan sorulara bilimsel açıklamalar getirecek ve günün her öğününe uygun 120’den fazla sağlıklı tarifle yaşam kalitenizi artıracak. Huzurlu ve sağlık dolu bir yaşam için Akdeniz’in kalbine yapılan bu büyüleyici yolculukta Zeytinyağı Diyeti’ni yanınızdan ve mutfağınızdan eksik etmeyin.

Makyaj Hüznü Kapatmıyor

Emir TALİ

Mona

Gizem’in genç yaşına rağmen mutsuzluğun dibini göstermiştir hayat ona… Ancak duygusal olduğu kadar inatçıdır; Kars’tan geldiği bu koca şehir İstanbul’da işsiz de aşksız da kalmış ama pes etmemiştir. “Ben böyle dünyanın cenazesine bile gitmem,” derken, rujunu da sürer tiryaki çayını da içer. Belki onun da sadece kafası karışıktır; çoğu kadın gibi.

İlk kez Moda Çay Bahçesi’nde buluştuğu Faruk, parfümü “dandik” olsa da iyidir, hoştur, adam gibi adamdır, ama Gizem de bir o kadar “hayta”dır. Derdi “sevmek mi sevilmek mi” bilemez.

Gizem bu erkekle birlikte yeni bir yaşama ufacık bir adım atacak mıdır? Yoksa çok sevdiği Kazım Koyuncu’nun bir şarkısındaki gibi “Ayak izim kalmadan gidiyorum!” mu diyecektir?

Namus-Kadına Şiddetin İdeolojisi

Mehtap HAMZAOĞLU

Siyah Kitap

 “NAMUS: Kadına Şiddetin İdeolojisi” insanlık tarihinin en eski ve en büyük sorununa ışık tutuyor. Binlerce yıl boyunca erkeğin köleleştirdiği kadın için güçlü ve çarpıcı bir “farkında mısınız” çığlığı, bir “aydınlanma” çağrısı.

Mehtap Hamzaoğlu bu bilimsel çalışmasında, insanın insanı sömürmesinin en eski ve en vahşi türü olan erkek tahakkümünü ve ona dayalı sosyal, kültürel ve siyasal düzeni bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Kitapta erkeklerin ekonomik, sosyal ve siyasal çıkarları için üretilip nesilden nesile aktarılmış, kurucu yasa gücündeki NAMUS olgusunun, kadın cinayetlerine kadar varan tarihi yolculuğunu okuyacaksınız.

Bu kitap, özellikle kadın dernekleri ve kadın hakları savunucuları açısından önemli katkıda bulunacak bir kaynak eser niteliğinde olduğunu rahatça söyleyebilirim.

Fikret Bila

Gazeteci – Yazar

Bir cevap yazın