BU AŞK ŞARKILARI YALAN SÖYLÜYOR

*Abdülkadir Uslu/YAZ-AR-BİR Genel Başkanı

Kuş Bulutu, Yalnızlık Gün Batımı, Kuru Gülün Kokusu ve Sen Seni Sevdin adlı şiir kitapları ile Nisan’a Kaç Var? Adlı şiir  CD’ sinden tanıdığımız Dr. Metin Vural’ın yeni kitabı “Bu Aşk Şarkıları Yalan Söylüyor” u bir solukta okudum.

Şair Metin Vural’ın, “Değerli dostu, büyük bestekâr Alaeddin Pakyüz’e ” ithaf ettiği kitabında, uzunlu kısalı ve çoğunluğu hece ölçülü yüz on şiir yer alıyor. Ağırlıklı olarak aşk-sevda şiirleri olsa da farklı konularda kaleme alınmış şiirler de var.

Şairin sık sık sevgiliye sitemini dile getirdiği şiirlerinde birinde:

“Bir kelâmı benden esirgedin sen.”derken belli ki gönlü elvermiyor ve onu hoş görmek için bahane üretiyor:

“Yeryüzü dar gelir de göklere sığamazsın

 Belli ki seni nasıl severim bilmiyorsun.”

Çok inanmadığı hissedilse de bazen de umudunu dile getirmektedir:

“Bu gece bu dileğin tutacağı gecedir.” Peki, bu dilek nedir? Şair, bir başka şiirinde de dileğini şöyle anlatıyor:

“Dilediğim her dileğin içinde

Sana ait olan bir hece vardır

Çekeceğim her çilenin içinde

Senle gündüz olan bir gece vardır.”

Sözler insanı etkileyen, kendine çeken bir mıknatıs gibidir çoğu zaman hele söz sevdiğinden gelirse acımasızca kendine çeker. Şair de o girdaba yakalanmış olmalı:

“Sarıp sarmaladı sözlerin beni

Çekti bir sevdanın derinliğine”

Gönül kilidini açmak o kadar zor ki; “Yedi okyanusu gezmek” bile yetmiyor bazen “Denize atılan anahtarı” bulmaya.

Şairin hayatında önemli bir yeri olduğu belli olan Halil Soyuer için yazılmış ve ona ithaf edilmiş şiirler de oldukça fazla. İşte onlardan biri:

“Bir kitap göndermiş o koca usta

Vecd ile sarsıldım yaktı elimi

Kevser şarabıymış her bir satırı

Yudum yudum içtim yuttum dilimi”

Soyuer’e duyduğu saygı ve sevgiyi, Allah’a havale ettiği “Hakkı”ya duyması mümkün değil; “Cehennem ol, Allah’ından bul  Hakkı!” deyişinden bunu rahatlıkla anlıyoruz.

Kadıköy, İstanbul, Van şairin dizelerinde çok sıcak yansıtılmış. Ama illa da sevgili ve doğal olarak sevda yansımış dizelere. Sevgiliye “Beni sev demeye hakkım yok sana” diyor ama “Acaba sevgisiz nasıl yaşarsın?” diyerek gözdağı vermeyi de ihmal etmiyor.

Bazen tarihe not düşüyor:

“Yıl iki bin dokuz, günlerden yirmi bir mart

Kanunun tellerinde gezdi, uçurdu Behzat.”

Bazen dostlarını uyarıyor:

“Bugün tahtta olsan da

Yarın topraklardasın.”

Ve hatırlatıyor:

“Kainatta bir zerre

Kıldı bizi Yaradan”

Gözler ah o gözler… Her seven gibi, her şair gibi gözlerden az çekmemiş olmalı Şair, “Bir bakışta kül etti gözlerinin ateşi” deyişinden belli değil mi? Devam ediyor: “Ben ne ateşler gördüm, ne gözler baktı bana”

Şair Metin Vural, “Sönmeyen bir volkan gördün mü sen?” diye soruyor ve izahını da yapıyor: “Geriye dağ kalır volkan söner de.”

Ama volkanın sönmesi de biraz uzun sürüyor olmalı, yıllardır sesini duyuramadığından yakınıp “Beşinci mevsimsin sen benim için” dediği sevdiğine son kez seslenmesi volkanın sönmediğinin en açık göstergesi:

“İlk değil belki son bu davet sana

Gel bu davetimi atma yabana

Aç gönül kapını ‘geldim’ de bana

Seni günahlara çağırıyorum.”

Şairliğinin farkında olmayanlara karşı sitem de, kırılganlık da var şiirlerinde. Şairler Günü’nü düzenleyenlere soruyor:

“Sordum: Ne yapsam şair olurum?

‘Yaz günü Bozdağ’da kaysın’ dediler.”

Şair Değilsin adlı şiirini okurken görüyoruz ki bir taş da bize gelmiş:

“Senin ne işin var özün üstünde?

Sular kaynar gider közün üstünde

Misk kokusu yoksa sözün üstünde

Hemşeri olsan da şair değilsin.”  derken, Belediye Başkanlığım süresince düzenlediğim “Kızılcabölük Özüstü Şiir Akşamı”na davet edilmeyişini inceden inceye dokunmuş. O günlerde bizim sadece doktor yönünü bildiğimiz ama Metin Vural beyin şairliğini bilip de güvenimizi yanlış kullananların(!) üstlendikleri işlerini de eksik yaptığını sonradan fark ettik ama iş işten geçmişti. (Şimdi şair Metin Vural iyi bir dostumuz ve bize ışık olan bir abimiz.)

Şair Vural, “Bu Aşk Şarkıları Yalan Söylüyor” derken “Ölümsüz aşk olmaz, yalnız aşk vardır” dedikten sonra noktayı koyuyor: “Aşkın ömrü yeni aşka kadardır.”

Güzel aklını başına devşirmelidir çünkü “Güzeli güzel yapan aşığıdır.”diyen şair itiraf ediyor: “Seni ölesiye sevmektir suçum.”

 “Kapını anahtarla açmanın

Hüznünü yaşarsın o an

Hoş geldin diyenin yoktur

Antrede askıya takılırken selamlar”

Size soruyorum, yalnızlık bu kadar güzel anlatılabilir mi? Sizin selâmınız hiç askıya takıldı mı? Oturup yalnızlığınıza ağladınız mı hiç?

“Bu Aşk Şarkıları Yalan Söylüyor” kitabın adı. “Şarkılar yalan söylüyorsa doğruyu kim söylüyor?” diye aklınıza gelmiyor mu? Ben kitabı elime aldığımda düşündüm bunu ve cevabını kitabın son şiirinde buldum:

“Aslında söylenmiştir

Söylenmemiş sandığımız tüm aşklar

Dilimin ucunda saklı

Gözümün bebeğinde aşikâr.”

Dil aşkı saklasa da aşk göz bebeğinde aşikâr. O zaman doğru cevabı bulmak için lütfen gözlere bakalım.

Bir cevap yazın