Denizli’nin Adım Adım Yolları…

Fatma Subaşı

evgili okurlarım, 5 yıldır Denizlimizi adım adım ve toplu taşıma araçları ile geziyorum. Tahmini coğrafi olarak %50’sini gördüm. Sizlere, yerel yönetimlerde neler yapılabilir konusunda gördüklerimi ve fikirlerimi aktarmaya çalışacağım.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde şehrin temizliği ve güvenliğinden sorumlu kişilere şehremini denilirdi, şu anda belediye başkanı anlamına geliyor. Belediye başkanı denildiğinde şehrin tamamından her konuda sorumlu kişi anlaşılır. Sorumluluk çok büyük; ilk sıralarda temizlik ve güvenlik gelmektedir. ‘Temizlik İmandan Gelir’, ‘Aslan Yattığı Yerden Belli Olur’ atasözlerine bakarsak başta halkımızın ve belediyemizin bu konuda duyarlı olmadığını görüyorum.

Geçtiğimiz günlerde evimizin yakınında bulunan bir kafeden bir kadın çıktı, arabasına bindi, içerisinde ki sigara paketini yola attı. Otobüs durağında bekleyenler ve ben şok geçirdik. Şubat 2020, 4 gün sokağımızda çöpler toplanmadı. Belediyenin görevleri arasında; başta katı atıklar, sanayi atağı, tıbbi atıklar, geri dönüşüm atıkları… toplamak, imha etmek ve dönüşüme uygun yerlere götürmek gelmektedir. 2019 yerel yönetimler seçimlerinden sonra ilçemizde plastik, cam, kâğıt… atıkları toplamak için gelen kamyon artık gelmiyor.

Bayramyerinde veya Çınarda kalabalık ortamlarda sigara içenlerin yürürken sigara içmesi, içmeyenleri pasif içici yapması ve izmariti yere atması anlamadığım diğer konulardan biridir. Ceza ile çöplerin yere atılması önlenebilir. Yüreği güzel, aklı güzel, kendi güzel, pırıl pırıl üniversite öğrencilerimizin takıldığı kafelere giderek onları izlemek istedim. Bir yıl önce iki arkadaşım ile birlikte kampüse gittik; dumandan kafeye giremedik, çıktık diğerine, geri çıktık diğerine, derken sigara içilmeyen kafe bulamadık.

Dünya Çin’deki virüsle sarsılıyor. Birçok hikâye var bu konuda detaylara girmek istemiyorum. Temiz olmayan ortamlarda bakteri, hastalık artar ve ölüme kadar gider. Bu güzel şehrimizde son iki yıldır 200 m de bir petshop açıldı. Biz seviyoruz kedi, köpek sahiplenmeyi, fakat her işimiz yarım… En iyi caddelerden birinde yaşıyorum. Temizlik anlamında en iyi olmalı diye bekliyorum. Fakat halkımız köpeğini gezdirirken elinde poşetle gezmediği için köpekler kaldırımları pisletiyor.

Doğal taş traverten kaldırım taşının üzerinde köpeklerin pislikleri yürürken burnumun direğini sızlatıyor, az önce biri yanlışlıkla üzerine basmış, ayakkabı ile eve gidecek, kaza ile biri onun bastığı yere düşecek… Ayrıca belediyenin sokakta izin verdiği başı boş hayvanlarda aynı manzarayı gerçekleştiriyor.

Aşırı duygu yüklü hayvan severlerimizde var; bizim sokağa birisi her gün arabaların tekerlerinin yanına, elektrik direklerinin yanına balık, et, mama yığınla döküp gidiyor. Hayvanlardan kalanlar sokağımızda kokuya ve kirliliğe sebep oluyor. Belediye bu hayvanlara sahip çıksa ve her türlü kirliliğe ceza kesse bu manzaralar olmaz diye düşünüyorum. Süpürmekle bu sokaklar temizlenmez. Eğitim ve öğretim şart. Milli Eğitim Müdürü, Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanı birlikte çalışmalı.

Temizlik dedik, güvenlik dedik sıra şehir planlamada. Şehir planı çok önemli. Nüfusa bağlı olarak büyükşehir olduk, çok eksiğimiz var; şehir merkezinde kanalizasyon olmayan mahalleler var. Geçmişe yönelik şehir planlaması neredeyse imkânsız. Öyle sokaklarımız var ki bırakın arabayı, ambulansı, çocuk arabası zor geçiyor. Eski binaları, eski hataları anladım, fakat anlamadığım eski binaların aralarına yeni evler yapılıyor. Onlarda yola sıfır. Çarpık yapılaşmaya dur demek gerekiyor. Yeni imar planlarında araba için park yeri zorunluluğu var, çok güzel, fakat park yeri yapmamak için belediyeden para ile izin alınıyor. Belediyeler yeni mahallelerin imar planını hazırlamalı, tüm alt yapısını bitirmeli daha sonra inşaat izni vermelidir.

Şu anda inşaat bittikten sonra yol, su, elektrik, doğalgaz gelecek diye beklenmektedir. Doğalgaz konusu açılmışken bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Doğalgaz faturaları çok yüksek geldiği için çoğu mahallemizde kömür sobaları kuruldu, camı açıp nefes alamıyoruz, astım hastaları arttı. Tüm bu anlattığım çevre kirliliği, hava kirliliği… nedenlerden dolayı hastanelerde yer yok.

Sevgili okurlarım, amacım şikâyet etmek değil, farkında olmamızı sağlamak, ne olur farkına varalım, duyarlı olalım. En yakımızda ki 10 kişiyi uyaralım. İlk olarak kendimizi sevelim, insanları sevelim hayvanları sevelim, doğayı sevelim. Yeşil, temiz, güvenli ve düzenli bir şehir için elimizi taşın altına koyalım, ‘Ben de Varım’ diyelim.

Bir cevap yazın