FATMA SUBAŞI |
Kadın denildiğinde ilk aklıma gelen kelimeler; ana, eş, kız çocuğu, güven, merhamet, fedakar, zarif, narin, gülen yüz,… Kadın olmak zordur köyümde, vatanımda, dünyada… Daha önceki iki yazımda milletimin ve vatanımın güzelliklerini ve zorluklarını, yurtdışı tecrübelerimi anlattım. Müsaadenizle tecrübelerimi sizlere aktarmaya çalışıyorum, bu sayımızda konumuz kadın olmak…
Üç erkek çocuktan sonra kız çocuğu olarak dünyaya geldiğimde tüm ailem çok sevinmiş. Babam en değer verdiği kadının, annesinin adını vermiş bana, köyde doğal ortamda, yiyecekler doğal, sohbetler doğal, nineler, dedeler,… büyük bir ailede huzur ve mutluluk ile geçti çocukluğum. Annem ve babam dahil hiç kimseden şiddet görmedim. Dokuz yaşından sonra çektiğim tek zorluk ev işleri ve tarla işleri idi. Altı kardeş olunca kız çocuğu olarak annemin en büyük yardımcısı bendim. Vücut yorgunluğu geçer, sorun olmadı fakat çevre baskısı, aile baskısı,… beni hayat ile mücadeleye itti. Kız çocuğu okumaz, kız çocuğu dışarı çıkmaz, kız çocuğu çalışmaz,… Sülalemizde ilk üniversiteyi okuyan ve köyümüzde ilk Amerika’ya giden ve çalışan kadın oldum. Zamanında ailesi tarafından sokağa çıkarılmayan ben, daha sonra gelişen ve değişen dünyada Amerika’ya iş insani olarak gönderildim. Orada ki çabam, çalışkanlığım, fedakârlığım ve sabrım bana çok şey öğretti. Bir kadının isterse her şeyi yapabileceğini anladım.
Yurtdışında on iki yıl boyunca bir kez kapı açmadım; araba kapısı, asansör kapısı, restoran kapısı, iş yeri kapısı,… sizi gören tüm erkekler kapıları açıyorlar. Siz bir ortama girdiğinizde erkekler; konumu ve yaşı ne olursa olsun hemen ayağa kalkıyorlar. İşgörüşmeniz veya ev ziyaretiniz bittiğinde dış kapıya kadar eşlik ediyorlar. 2003 yılında ilk ürün satışı yaptığım, on altı eyalette işyeri olan büyük bir firmanın, yaşlı erkek olan satın alma müdürü, beni ikinci katta ki ofisinden inerek dış kapıya kadar yolcu edince çok şaşırmıştım, kendimi çok değerli hissettim. Kadın olduğum için bir adım öndeydim; kadın olduğumu, değerli olduğumu ve ikinci sınıf olarak baskı görmediğimi görmek çok güzeldi. Kadınlar önden yürüyordu, bir erkek bir odaya veya masaya geldiğinde kadınlar ayağa kalkmıyordu.
Vatanımız son yirmi yılda görsel olarak değişti ve gelişti. Fakat bazı insanlar değişmedi ve gelişmedi. 2018 Kasım ayında Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olmadan önce halk ve parti içindeki kişilerle istişarelerde bulundum. Halktan olumlu tepkiler aldım, maalesef parti içinde ki yöneticilerden aldığım bazı yorumlar beni kırdi; 1. kişi ”Sen bilirsin aday adayı olmak istiyorsan ol, fakat kadın olduğun için şansın yok” dedi. 2. kişi “Başın açık ve evli değilsin, şansın yok” dedi. Her iki kişide haklı çıktı; Büyükşehir için temayül yoklaması bile yapılmadı. Vazgeçmedim, 2024 de nasip olursa tekrar başvuracağım.
Kadınlar; evde, işte, sokakta ayrımcılığa uğrayan, emeği gözardı edilen kadınlar… Buna rağmen eğitim, sanat, bilim, tarım, sağlık, sanayi, siyaset,… dahil her alanda mücadele eden, dünyayı değiştirmeye devam eden, yaşamı var eden kadınlar… Son yüz yılın konusu; cinsiyet ayrımcılığı ile mücadeleye devam eden kadınlar… İnsan hakları evrensel bildirgesi; “Tüm kadın ve erkekler, ayrımcılığa uğramadan yasama, sağlık, eğitim ve çalışma hakkından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptirler” maddesiyle toplumsal cinsiyet eşitliği meselesine vurgu yapar. İş adamı, iş kadını ayrımı olmaksızın başarılı bir “iş insani” olmanın koşulunun çalışmaktan, kararlı ve sabırlı olmaktan geçtiğine inanıyorum.
Gelelim kanayan yaramıza; KADINA ŞİDDET konusuna, yazmak bile istemiyorum, en sona bıraktım bu konuyu… Müslüman ülke olarak bakıldığında peygamber efendimiz kadına çok değer vermiş. Eşi veya kızı Fatıma odaya girdiğinde ayağa kalkar, karşılarmış… Biz nasıl oldu da sürekli gelişen ve değişen bu dünyada, sadece vatanımızda 2018 yılında, 444 kadın cinayeti rakamına şahit olduk?… Bu ülkede yaşayan millet olarak, bu rakamdan hepimiz sorumluyuz… Çocuğa ve kadına şiddet uygulayan ve yaşama hakkını elinden alan bu caniler idam edilmeli ki, bunlar tekrarlanmasın. Önlem olarak SEVGİ, SEVGİ, SEVGİ ve eğitim şart… Kadın ailenin, vatanın, dünyanın merkezidir. Kadına sevgi, saygı gösterelim ki dünyada savaş olmasın. Barış ve huzur içinde yaşamak dileği ile… SEVELİM ve SAYALIM…
Selamlarımla,